New York! Sen mi Büyüksün Ben mi?: Sweetbitter



Yaz geldi. Yani kışın izlediğimiz o ağır diziler yerini daha romantik, daha eğlenceli dizilere bırakmalı artık. Mayıs ayından itibaren yavaş yavaş bunun etkilerini görmeye başlamıştık. Mayıs 2018'in yeni dizileri arasında olan Sweetbitter, tam da benim bu ihtiyacımı karşıladı diyebilirim.

Sweetbitter




2006 yılındayız. 20 yaşındaki Tess, yaşadığı yere kendini ait hissetmez ve ailesini bir mektup bırakıp New York'a taşınır. Bu taşınma kararı çok da planlı verilmiş bir karar değildir. Elinde doğru düzgün bir parası, hayatını devam ettirebileceği bir işi yoktur. Taşındığının ikinci gününde, aldığı karardan tam pişman olmak üzereyken iş konusunda umutsuz girdiği bir restoranda işler onun için tamamen değişir. İş aramak için girdiği restoran, şehrin en popüler restoranlarından biridir. Hiç deneyimi ve belirli bir bilgi birikimi almadan almasının zor olduğu bu garsonluk işini cesaretiyle alır. Artık bir işi vardır! Ancak işler pek de kolay olmayacaktır. Bir yandan yaşadığından daha büyük bir şehire alışmaya çalışıyor, diğer yandan yeni işini öğrenmeye çalışıyor. Alışması gereken bu kadar yenilik varken, bazen yalnızlığı ona yanlış kararlar da aldırıyor.




Daha önce böyle profesyonel iş deneyimi olmayan Tess deneme süresi olan ilk haftasında; görev olarak verilen tuzlukların doldurulmasını unutarak, bir müşterinin yalnızlığına üzülüp onunla aynı masaya oturmak gibi birçok hata yapar. Sudan çıkmış balık olan Tess'in bu durumunu fırsat bilen Simone, bir haftada geldiğin yere dönüp bu şansını heba edeceksin diyerek demoralize etmeye çalışıyor.


"Biliyordum ki eğer bir dakika daha kalsaydım göz açıp kapayıncaya kadar on yıl geçerdi."

Ella Purnell/ Tess
(Ordeal by Innocence)




Kendisi esas kızımız. "Ben bu şehire ait değilim, ben başka dünyanın insanıyım" diyor ve babasının kahvaltısının yanına veda notunu bırakıp düşüyor New York yollarına. Büyük şehir, büyük masraflar, büyük sorunlar demek. New York'la tanışması önce 7 dolar giriş ücreti oluyor. Ardından arabasıyla vedalaşıp iş aramak için kendini sokaklara atıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen tek mottosu "New York sen mi büyüksün ben mi? Seni yeneceğim!"

Paul Sparks/ Howard
(Boardwalk Empire, The Girlfriend Experience, The Night Of, House of Cards, Waco)




Restoranın Hulusi Kentmen kılıklı müdürü. Dış görünüşü ve davranışları ne kadar sert olsa da, restoranda çalışan herkese bir baba gibi sahip çıkıyor. Daha ilk andan Tess'in New York'a taşınmak konusunda cesareti onu etkiliyor.

Caitlin FitzGerald/ Simone
(Masters of Sex, Rectify, UnREAL)



Restoranın en kıdemli, en bilgili baş servis elemanı Simone. Kraliçe arısı restoranın. Şarap konusunda ayaklı ansiklopedi gibi. Daha ilk andan itibaren Tess ona hayranlık duyuyor. Her ne kadar Tess ona hayranlık duysa da diğerleri ona güvenmemesi konusunda Tess'i uyarıyorlar. 



Tess'in eğitimliyle görevli servis elemanı Will (Evan Jonigkeit/ Girls, Frontier), Amerikan vatandaşı olmak için evlendiği kadın kaybolan Rus Sasha (Daniyar/ Claws), Simone ile birlikte büyüyen ve aralarında karmaşık bir ilişki bulunan Jake (Tom Sturridge) dizinin diğer karakterleri. 

Stephanie Danler'in aynı isimli kitabından uyarlanan dizide, New York'a gelirken hayatıyla ilgili hiçbir amacı olmayan Tess'in yönünü bulmasını izliyoruz. Hayatın zorluklarıyla tanışmasını, hiç bilmediği bir şehirde aşkı bulmasını, yeni arkadaşlar edinmesini, restoran sayesinde daha seçkin bir hayata tanık olmasını izliyoruz. 



Sweetbitter'ı çok sevdim ben, ilk üç bölümünü izlediğimde keşke tüm bölümlerin bitmesini bekleyip izleseydim dedim. Şimdi ben yeni bölümleri izlerken, siz de bu diziyi gözden kaçırıp ihmal etmeyin!


Sweetbitter ile ilgili diğer yazılarımıza göz attınız mı?

 Sweetbitter 1. Sezon İncelemesi 






0 yorum