Big Little Lies 2. Sezon 2. Bölüm İnceleme
( 2. Sezon 1. Bölüm İncelemesi )
Henüz sezonun 2. bölümündeyiz ve iyi ki Big Little Lies'ı mini dizi olarak bırakmamışlar diyoruz. Muhteşem bir ilk sezonun ardından, ikinci sezonunun da şiir gibi devam ettiği bir Big Little Lies var karşımızda. Dizi ilk bölümünden beri yapmayı en iyi yaptığı şeyi yapıyor ve izlediğimiz karakterlerin psikolojilerini bize yanıbaşımızdaymış gibi hissettiriyor. Meryl Streep'in de saykodelik bir rolle katılmasıyla resmen bir basamak daha atladı dizi.
Perry'nin ölümünü atlatamayan Celeste, kocası yüzünden her şeyini kaybeden Renata, tüm foyaları ortaya dökülen ve evliliği alt üst olan Madeline, oğluna bir tecavüz sonucu dünyaya geldiğini anlatmak zorunda kalan Jane, zaten birini öldürmenin yükü altında ezilirken aniden çıkıp gelen annesiyle sorunlu ilişkisiyle biraz daha yükü artan Bonnie, oğlu Perry'nin bir tecavüzcü ve zorba olduğunu kabullenmek istemeyen acılı anne Mary Louise... İlk bölüm ne kadar hasar tespit modunda geçtiyse, ikinci bölüm o kadar fırtınalıydı.
Perry'nin ölümüyle başa çıkamayan Celeste, yasıyla beraber Perry ile ilgili tüm güzel anılarına tutunuyor. Yaşadığı tüm kötü olayları, dayakları, acı hatıraları yok sayıp Perry'i gözünde büyüttükçe büyütüyor. Ta ki psikologu ona Perry ile ilgili tüm o yok saydığı kötü şeyleri hatırlatana kadar. Perry'nin diğer yüzünü yeniden hatırlıyor Celeste. Yasının bir de bu kısmıyla yüzleşmesi biraz sert bir şekilde oluyor. Tüm bunların üstüne bir de Mary Louise'in çocuklardan öğrendiği Ziggy gerçeği, Celeste için işleri biraz daha zor hale getiriyor. Çünkü sevgili Perry'sinin bir tecavüzcü ve zorba olduğunu Mary Louise'e neredeyse kabul ettirmesi imkansız. Bir yandan da Max ve Josh'a, Ziggy gerçeğini en yumuşak haliyle kabul ettirmesi gerekiyor. Onları birbirlerine kardeş hale getirmesi gerekiyor. Nicole Kidman'ın, Celeste karakteriyle gittikçe devleştiğine tanık oluyoruz Big Little Lies sayesinde. Özellikle psikolog sahnelerinde o kadar iyi bir performans izliyoruz ki, sırf bunun için bile bu diziyi izlemeye değer.
Tüm yaşananlardan en az zararla ve en vurdumduymaz ruh haliyle çıkan Renata için işler biraz çirkinleşiyor. Kocasının kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesiyle her şeyini kaybetme ile karşı karşıya Renata. Tabii kocasının kirli çamaşırlarının FBI'a ulaşmasında Monterey Beşlisi'nin peşinde olan Dedektif'in parmağı var.
Madeline için işler epey karıştı. Önce boşboğazlılığı ve kızının ispiyonculuğu yüzünden Ziggy ve ikizlerin kardeş olduklarını öğrendiklerini, öğreniyoruz. Böyle bir sırrın kendisinden saklandığını öğrenen Ed, kendini dışlanmış hissedip arıza çıkarıyor. Madeline, daha bu depremin etkilerini daha atlatamamışken bu kez annesinin kızı Abigail'in boşboğazlılığı ile Madeline'in küçük kaçamağını öğrenen Ed bu kez affedici olmadı. Karısının kendisini aldattığını öğrenen Ed, Madeline'i terk etti.
Madeline ve kızı Chloe'nin boşboğazlılığı ile ortaya dökülen Ziggy'nin, Perry'nin oğlu olduğu gerçeğinin ortaya çıkışı Jane'in o geceden sonra yeniden kazandığı huzurunu kaçırdı. Çünkü oğluna dürüst olmak isteyen Jane, onun bir tecavüz sonucu dünyaya geldiğini söylemenin ağırlığını yaşadı. Ziggy, Max ve Josh'un bir araya gelişi Jane için ayrıca ağırdı. Yıllar sonra bi'nevi oğlunun hak ettiği yeri aldığını görmesi biraz içine su serpmiş mi, hep birlikte göreceğiz.
O gece Perry'nin ölümüne sebep olmak, Monterey Beşlisi içerisinde en naif olanı Bonnie'nin başına geldi. Bu kötü olay Bonnie'nin atlatabileceği cinsten bir olay olmadığı için, Bonnie kendini bir türlü toparlayamadı. Üstelik bu gerçeği kocasından ve kızından saklamanın yükü de gün geçtikçe O'nun için ağırlaşıyor. Böyle bir gerçeği sakladıkça, onlardan gitgide uzaklaşıyor üstelik. Karısının bu sebepsiz uzaklaşmasının farkında olan Nathan, Ed'den yardım isteme saçmalığının ardından başka bir saçmalığa daha imza attı. Bonnie'nin annesini yardım için çağıran Nathan, farkında olmadan Bonnie için işleri daha da karmaşık hale getirdi. Anladığımız kadarıyla Bonnie ve annesinin pek de iç açıcı olmayan kangren gibi bir ilişkileri var.
Gelelim Mary Louise'e. İlk bölümden O'nun Monterey Beşlisi için ne kadar tehlikeli olabileceğini az çok tahmin etmiştik. İkinci bölümde bu durum tamamen ayyuka çıktı. Senaristlerin resmen Türk erkek çocuk annelerinden esinlenerek yarattıklarını düşünüyorum Mary Louise karakterini. Asla ve asla oğluşunu toz kondurmayan, O'nun dışında tüm dünyayı suçlayan bir anne Mary Louise. Özellikle en son öğrendiği tecavüz ve zorbalık gerçeklerini anında inkar eden Mary Louise, polislere gitmekle tehdit etti Celeste'yi.
Perry'nin ölümünün ardındaki gerçeğin peşinde olan Mary Louise, Monterey Beşlisi'nin başına ne işler açacak? Hep birlikte göreceğiz!
1 yorum
Inceleme ve tavsiye için teşekkürler
YanıtlaSil