Ve My Mad Fat Diary Bitti




Dizi izlemeyi film izlemekten daha fazla seviyorum galiba. Çünkü filmde her şey en fazla üç saatte olup biterken, dizilerde bazen o hikaye yıllarca sürebiliyor. Her dizi yıllarca sürsün demiyorum ama bazıları da çok çabuk bitiyor.


Mesela bakın Fringe. Hala tadı damağımda dizinin. Erken bitme konusunda bana en son kazığı atan My Mad Fat Diary oldu. Zaten ilk iki sezonu çok çok az bölümken, üçüncü sezonda final yaptılar. Hadi üçüncü sezonda final yapmaya karar verdiniz, vicdansızlar üç bölüm ne yahu? Kısmen mutlu sonla bitti dizi. Ancak, bir an önce bitsin gidelim moduna mı girmişler nedir çok özensiz geldi bana.

Şimdi buradan sonrası acayip spoiler içeriyor haberiniz olsun.

Sezon başında Rae'yi mutlu mesut hayatıyla baş başa bulduk. Garip bir şekilde hayatında her şey yolunda tıkır tıkır gidiyordu. Terapisti bile artık terapiyi bitireceğini, iyileştiğini söylüyordu. Derken çok kötü geçen mülakatına rağmen, Bristol Üniversitesi'ne kabul mektubu geldi ve her şey alt üst oldu. Çünkü Rae'nin planlarında üniversiteye gitmek hiç ama hiç yoktu. O Finn'le mutlu mesut bir hayat hayal ediyordu.

İşte Rae'nin hayatının yeniden çığırından çıkması böyle başladı. Önce herkesten saklayarak, gitmemeye karar verdi. Herkese reddedildiğini söyleyip durdu. Sonra aniden herkes, bu haberi duydu. En çok şok olan tabi ki Finn'di. Rae'yi terk etti. Finn'den vazgeçemeyen Rae, onunla konuşabilmek için herkesi arabaya toplayıp Finn'in evine yola koyuldular. Evde tekrar yapmak isteyen Chloe'yi de yanında zorla sürüklemişti. Yoldayken Rae'nin elinde yaraları gören Chloe gelen arabayı göremedi ve trafik kazası geçirdiler. Evet, Rae yine kendine zarar vermeye başlamıştı. Üstelik ihtiyacı olduğu bir anda Kester ortadan kayboluyordu. Chloe ölümle cebelleşirken ailesi tabi ki Rae'yi sorumlu tutacaktı. Yaşadığı tüm stres hastalıklarını yine tetiklediği için Rae kendine güvensiz, bencil Rae'ye geri döndü. Chloe kendine geldi ama bu arada Rae sınavların kaçırdı, Kester'ın aslında çoktan işten atıldığını öğrendi ve Finn'i kendini aldatırken yakaladı.



İlk defa bir dizide birinin aldatılmasına üzülmedim nedense. Çünkü Rae sürekli kilolarından dolayı aşağılık kompleksi yaşadı durdu üç sezondur. Her canı sıkıldığında terk etti Finn'i. Bir türlü neden kendine aşık olduğunu, kendine aşık olabileceğini anlamadı gitti. En son yaşadığı sorunlarda kendine yardımcı olmak için, kendini parçalayan Finn'i yine kendinden uzağa itti. Bu itme sırasında Finn fırsatçı Katie'nin kucağına düşüverdi. Rae'ye arkadaş olmaya çalışan Katie ise Rae'nin psikolojisini dibe götürecek o meşhur cümleleri kurdu kendini rahatlatmak için. "Çevrendeki herkes senin için endişeleniyor sürekli, kendinle beraber onları da dibe çekiyorsun."

Bu cümlelerle ve gerçeklerle yüzleşen Rae, önce intihar etmeyi düşündü. Sonra Sıla gibi aslan gibiyim şarkısını söylemeye başladı. Yaşadığı her sorunda onu kaldıracak birilerinin olmayacağı, kendi kendine ayağa kalkması gerektiği gerçeğini sonunda öğrenmişti Rae. Kendisi için Karim'le gitmekten vazgeçen annesinin Tunus'a gitmesini sağladı ilk iş olarak. Kendisi için endişelenmeyi bırakıp kendi hayatına bakmalıydı annesi çünkü. Karim olmadan mutsuz olurdu.

Bu sezonun en dokunaklı sahneleri Chloe ve Rae'in dostluk sahneleriydi. En sonunda dostluk kazandı yani. Çetenin geri kalanıyla bir gün ilişkileri kopsa da Chloe'yle hep arkadaş kalacaklarını Rae anlamıştı. Ancak birbirlerinden kopmalarından korkan Chloe çok endişeliydi. Bu sefer Chloe'yi ayağa kaldıran Rae'ydi. Hep böyle olmamış mıydı? Arada birbirlerinden nefret etseler de en zor zamanlarında birbirlerini ayağa kaldırmamışlar mıydı? Bu değişmez bir gerçekti ve hep böyle devam edecekti.

Ve Finn. Rae'nin gideceğini anlayan Finn onu serbest bıraktı. İstediği zaman destek olmak şartıyla ama Rae kendi başına her şeyi halletmesi gerektiğini anlamıştı artık. Finn'i bu konuda geri çevirdi.
Rae'nin ve çetenin hayatı öğrenmesini, büyümesi izledik üç sezon boyunca. Dizinin en güzel yanı bana göre, Rae'yi zayıflatmaya çalışmamaları oldu. İnsanın kendini olduğu gibi kabul etmesi ana temasıydı üç sezon boyunca bence. Ve büyümenin düşe kalka ama gittikçe güçlenerek olduğu anlatıldı bize. Keşke bu kadar kısa olmasaydı ve tadı damağımızda kalmasaydı. Kim bilir belki fikir değiştirip, bizi Rae'nin üniversite hayatına da ortak ederler.

0 yorum