How to Get Away With Murder: Hapstall Davası




"Kusursuz cinayet yoktur."


Yıllardır polisiye ve hukuk dramalarının bize aşıladığı bir öğretiydi. Ardından bir dizi çıkageldi ve kendinden önceki tüm dizilere meydan okumaya başladı. Bize cinayetten nasıl paçayı kurtaracağımızı öğretmeye koyuldu. How to Get Away With Murder 2014 yılında hayatımıza girdi ve başladığı günden beri tüm benzeri dizilerin bugüne kadar anlatmaya çalıştığı tüm ezberi bozmaya başladı. Dizi dünyasında twist dediğimiz ters köşe olayını son yıllarda en çok bu dizi yaptı ve yapmaya devam ediyor.




Birinci sezonunda Lila'yı kimin öldürdüğünün peşine düştük. Tam Lila'yı kimin öldürdüğünü öğrendik derken bir başka ölüm yapıştı yakamıza ve Rebecca'nın ölümüyle baş başa kaldık. Ancak Rebecca'nın ölümünün ardındaki ismi öğrenmemiz pek uzun sürmedi. Şaşırmıştık. Bu kadar çabuk mu öğrenecektik katili. Bu işte bir terslik vardı derken How to Get Away With Murder yine yaptı yapacağını ve Rebecca'nın ölümünden daha fazla merak edeceğimiz ölümler çıkardı karşımıza. İşin aslına bakılırsa Rebecca kör keseye gitmişti. Çünkü konuşmasından korkan Bonnie, Rebecca'yı oracıkta boğarak öldürmüştü. 2. sezon başka bir cinayet davamız vardı. 2. sezonunun odağında olan dava Hapstall Davası'ydı. Diğer tüm sıradan davalar gibi başlayan Hapstall Davası'nın yine ellerini kana bulayacağından habersizdi kahramanlarımız.

Tabii biz bir sondan, bir baştan hikayeyi dinleyen taraf olarak Hapstall Davası'nın acayipliğini anlamıştık. Ancak yine de ters bir şeyler vardı. Annalise vurulmuştu ve diğerleri elinde bir silahla olay yerinden kaçıyordu. Üstelik olay yerinden kaçmalarına da Nate yardım ediyordu. Nasıl olabilirdi?




Peki neydi bu Hapstall Davası?

Caleb ve Catherine Hapstall, zengin ebeveynleri tarafından evlatlık alınmış iki gençtir. Hayatlarında her şey tam olması gibiyken, ebeveynleri acımasızca öldürülür. Üstelik cinayetin baş şüphelileri de Caleb ve Catherine'dir. Üvey halaları Helena Hapstall kardeşlerin cinayeti işlediği konusunda epey ısrarcıdır ve ısrarla tanıklığına devam etmektedir.  Onların ebeveynlerini öldürmediğini ispatlamak ise Annalise Keating ve ekibinin yeni görevidir.

Annalise sadece Hapstall Davası'na odaklanacak kadar şanslı değildi elbet. Bir yandan Sam cinayeti yüzünden yaşadıkları korkuyla çocuk gibi mızmızlanan Wes, Laurel, Connor ve Micheale. Bir yanda Rebecca'ya ne oldu diye ortalıkta ağlamaklı dolanan Wes. Bir yandan da Wes, Laurel, Connor ve Micheale'yi kurtarmak için Sam cinayetinde kurban olan Nate'i hapisten kurtarması gerekmektedir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi; kendisine kafayı takmış onu linç etmek, kariyerini bitirmek için uğraşan Savcı Emily Sinclair'i alt etmesi gerekiyordu.




Wes, Laurel, Micheale ve Connor ile kendi baş edebilirdi ancak Nate'i kurtarma işi Annalise'i aşıyordu. Nate'i kurtarma işini kendi yapamayacağı için, belki de hayatta en çok güvendiği insandan Eve'den yardım istedi. Nate meselesini ona devrettiğine göre, o cephede artık biraz içi biraz rahat edebilirdi. Ancak diğer cephelerde savaş öyle çabucak bitecek gibi durmuyordu.


"İstatiksel olarak eğer öldürülecekseniz, katiliniz tanıdığınız biri olacaktır."


Zamanda bir ileri, bir geri giderek hem Annalise'in vurulduğu o gecenin detaylarını öğrendik. Hem de Hapstall Davası'nın katilini. Bunları söylemek için sizi yazının sonuna kadar bekletmeyeceğim. Çünkü 2. sezona farklı bir açıdan bakacağız. Yine yanlış zamanda yanlış yerde olmayı başaran Wes, Laurel, Micheale ve Connor'ı kurtarmak Annalise'in niyeti. Tabii en çok da Wes'i kurtarmak derdi. İşte sırf bu yüzden Wes'in kendisini vurmasını sağlamaya çalışıyor. İlk başlarda buna yanaşmayan Wes'i Rebecca'nın ölümüyle kışkırtıyor. Bu da Wes'in ölümcül olmayan değil de ölümcül bir noktaya ateş etmesine sebep oluyor. Annalise'in Wes'e neden bu kadar ilgisi olduğunu bir sonraki yazımız Mahoney davasında öğrenecek henüz dizinin 2. sezonunu izlemeyenler. 




Gelelim Hapstall Davası'nın katiline! Hapstall Davası'nın katili sezonun başından sonuna kadar masumunu oynayan Caleb Hapstall imiş. Meğer o yakışıklı yüzünün arkasında ne sinsilikler, ne şeytanlıklar varmış. Üstelik melek yüzlü şeytan Caleb'ın tek derdi para para paraymış! Catherine ve sonradan ortaya çıkan Helena Hapstall'ın oğlu Phillip'in mirastaki paylarına göz dikmiş ve elini kana bulamış. Bunlarla yetinmemiş, üstüne bu ikiliyi katilmiş gibi göstermek için elinden geleni de yapmış. En son eli böğründe kalan ve üç cinayet kaçağı olan da kendisi oldu. Hatta bu yüke dayanamayıp intihar etti.

Hapstall Davası, Annalise ve ekibinin hayatlarını yeniden geri dönülmez bir şekilde değiştirdi. Nasıl mı? Bakalım Hapstall Davası bizimkilere neler etmiş? 




İlk sezon karşımızda duyguları olmayan, kazanabilmek için karşısına çıkan herkesi ezebilecek bir Annalise vardı. Daha güçlü, daha android, neredeyse duygularını hiç göstermeyen bir Annalise ile tanışmıştık ilk sezon. 2. sezonda tanıştığımız Annalise ise zaafları olan, daha erişilebilir bir insandı. Annalise'in diğer insanlar kadar zayıflıkları olduğunu öğrendiğimiz 2. sezonda, O'nun ailesiyle de tanışma fırsatını yakaladık. Şimdi olduğu Annalise'in nasıl bu hale geldiğini ve yaşadığı acıları da öğrenmiş olduk. Bu arada bugünlere gelebilmek için harcadığı insanlara da tanık olduk. Harcadığı insanlara yenilerini de eklemeyi ihmal etmedi. 2. sezonda hayatlarını en çok etkileyen Asher'ın babasını Annalise'in gözünü kırpmadan harcaması oldu. Adamın tüm yolsuzluklarını ortaya döktü ve adam bunu kaldıramayıp intihar etti. Bu da Asher'ın diğerleriyle aynı kefeye gelmesinin yolunu açtı.




Bu sezonun büyümesi gerekeni, daha fazla yük taşıması gerekeni Asher'dı. Yıllardır omzunda yük olarak sakladığı sırrı, yükünü biraz daha artırarak beraber çalıştığı insanlara ihanet etmesine neden oldu. Bu da yetmedi babasının intiharına  ve kendinin katil olmasına sebep oldu. Neydi bu yük? Yıllar önce verdiği bir partide, bir kıza tecavüz edilmişti ve babası bu olayı örtbas etmişti. Annalise Keating'i bitirmek için şeytanla her türlü anlaşmayı yapmaya hazır Emily Sinclair bu sırrı öğrenince boş durmadı elbette. Asher'a karşı bunu kullanıp, en yakınındakilere köstebeklik yaptırdı. Sırrının ortaya çıkmasını istemeyen Asher köstebeklik fikrinden pek hoşlanmasa da el mahkum yaptı. Tüm bu yaşadığı baskılar istese de, istemese de Asher'ın olgunlaşmasına sebep oldu bana göre. Bir yandan Sam'i Bonnie'nin öldürdüğünü sanmasının sorumluluğu altında ezilmesi, diğer yanda babasının kariyeri. İki arada kalan Asher babasına karşı ekibini seçti ve ihanet etmedi. Bu seçimi de babasının intiharına, Sinclair'ın ölümüne sebep olacak olaylar zincirinin başlamasına sebep oldu. Tüm bunların sonunda ekibin cinayete karışmamış tek üyesi Asher'ın da eli kana bulaştı. Babasının intiharının dolaylı sorumlusu Savcı Sinclair babasının ölümünün şokundayken Asher'ın üzerine gitti. Babasının ölümünün hırsıyla Savcı'yı bir güzel arabasıyla ezerek öldürdü. Sezonun sonuna doğru Michaela ile olan yakınlaşması ise onu başka bir karaktere evirecek gibi duruyor.




Hapstall Davası'ndan en çok etkilenen ise Michaela oldu. Yanlış adamı kilitli bir odaya kapatsanız da bulacak yetenekte olan Micheale gitti Caleb'a aşık oldu. Zengin kocayı kaybetmenin acısını daha atlatamamışken, üzerine bir de Caleb katil çıktı. Ancak Michaela için bu sezon başka bir hayal kırıklığı Annalise oldu. Yıllarca idolü saydığı, onun gibi olmak istediği kadının tüm şeytani özellikleri ile yüzleşmek zorunda kaldı. Bu biraz da onun hayatında yönünü kaybetmesine, amaçsızlaşmasına neden oldu. Bu yüzden 2. sezonda bir orada, bir burada savruldu durdu. En son konduğu kişi ise Asher oldu.




Wes hakkında çok fazla şey öğrendik bu sezon. Ancak Wes'in Rebecca'yı kaybetmeyi atlatamadığını da gördük. Michaela ile sezonun en fazla yönünü kaybetmişiydi Wes. Üstelik tüm hayatı boyunca kime öfkesi varsa, hepsini Annalise'e yüklemişti. O yüzden hunharca Annalise'in peşine düştü. Onun Rebecca'yı öldürdüğüne o kadar emindi ki, Annalise'e kendi kadar öfkeli olan tek insan olan Nate ile işbirliği yaptı. Bu da yetmedi Annalise'i polisleri ikna etmek için vurması gerekirken, tüm öfkesini o silahın arkasına gizledi. Annalise onun yüzünden az kalsın ölüyordu. Ancak en nihayetinde o da anladı Annalise'in kendisini ne kadar çok sevdiğini.

Nate demişken, Nate için zor zamanlar oldu bu sezon. Önce suçsuz yere hapse girdi, ardından karısı öldü. O da Wes gibi tüm öfkesini Annalise'e odakladı. Ancak bir süre sonra Annalise'in de kendi gibi yaralı bir kuş olduğunu gördü belki ya da Annalise'e olan aşkını kabul edip savaşmayı bıraktı. Ben ikinci ihtimale inanıyorum. Çünkü Annalise vurulduktan sonra Nate'in tavırlarında ciddi değişiklikler gördük.




Connor'ın mızmızlanmalarını izledik durduk tüm sezon boyunca. İlk sezon izlediğimiz Connor'dan eser yoktu. Sam cinayetinin yükü altında en çok ezilen Connor oldu. Sürekli kaçıp gitmek istedi ama başaramadı. Oliver ile ilişkilerinde kat ettikleri mesafe de, Connor'ı kötü etkiliyordu aslında. Çünkü Oliver ile ilişkilerinde yakınlaştıkça ona cinayet gecesinden bahsetmemesi zorlaşıyordu. Üstelik Oliver'ın da ekibe katılmak için her şeyi yapması da Connor'ı endişelendiriyordu. Onu korumak istiyordu ancak bu durum Oliver ile ilişkilerini kötü etkiliyordu.

Laurel ise bu sezon Annalise'in yeni gözdesi olmaya devam etti. Frank'e gittikçe aşık olan Laurel için Frank'in yaptıklarını öğrenmek aşkı için büyük sınavdı. Laurel için başka değişen durum ise Wes'e karşı olan korumacı tavrı ve ona destek olmak için yaptığı fedakarlıklardı.

Frank demişken, Frank'in birden dizinin tamamen kötü adamı olmasını hala anlayamadım. Tamam Frank sütten çıkma ak kaşık değildi. Dizide masum kimse yok zaten. Ancak tüm olayların arkasından Frank çıkması bana biraz aşırı geldi. Frank'ten yeni sezonda bir "Dark Side" bekliyoruz. Annalise Frank'in Lila'nın katili olduğunu Laurel'den sarhoşken öğrendiğinde büyük şok  yaşadı. Frank zaten tüm kirli işlerini yapmıyor muydu? Neden bu kadar şaşırdı anlam veremedim.




İlk sezona kıyasla daha fazla Bonnie vardı bu sezon. Bonnie'nin hikayesini, babasının tacizlerini öğrendik. Bu konuda hassasiyeti yüzünden Asher konusunda yaşadığı hayal kırıklığını gördük. Ancak Bonnie  bu sezon Annalise'in yüzüne gerçekleri söyleyen tek insandı. Biz zehirliyiz diyen bir tek Bonnie'ydi.

Hapstall Davası ile birlikte Annalise ve ekibi biraz daha dibe çökmeye, biraz daha hayatlarını sorgulamaya, biraz daha birbirlerini sahiplenip korumaya başladı. 2. sezonda izleyeceğimiz ve bizi bir gerçekle buluşturacak bir dava daha vardı. 2. sezonunun diğer yazısı Mahoney Davası olacak.

Kapanışı da How to Get Away With Murder beyleriyle yapıyoruz.







Ayın dizisi How to Get Away With Murder ile ilgili diğer yazılarımızı okudunuz mu?

Ayın Dizisi: How to Get Away With Murder Nasıl Bir Dizi?
How to Get Away With Murder: Lila'yı Kim Öldürdü?


0 yorum